Basında maske takmayan işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle tazminatsız feshedilebileceği yönünde haberler, yazılar ve açıklamalar yer aldı. Esasında çalışanların işyerinde sağlık ve güvenlik kurallarına uyması hem işin sağlığı güvenliği ve hem de üretim faaliyetinin devamlılığı ile çalışanların ve ailelerinin sağlığı ve korunması için önem arz etmektedir.

Borçlar Kanunu’nun 417’nci maddesine göre “işveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.”

Benzer bir şekilde 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanun’un 4’üncü maddesi hükümlerine göre de, “işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmaları” yapmakla yükümlü kılınmıştır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’un 19’uncu maddesine göre işverenler ile birlikte çalışanlar da işin sağlığını korumakla yükümlü kılınmıştır. Çalışanlar aldıkları eğitim ve işveren talimatları doğrultusunda kendi sağlıklarını ve hareketlerinden etkilenebilecek diğer çalışanların sağlık ve güvenliğini gözetmelidir.

Mevzuatımızda yer alan bu düzenlemeler ışığında çalışan ve işverenin yükümlülükleri arasında; işin ve diğer çalışanların sağlığını gözetmek, buna ilişkin tedbirleri almak, alınan tedbirlere uymak bulunmaktadır.

Bu anlamda 4857 sayılı İş Kanunu’muzda da bu düzenlemelere ayrıca değinilmiştir. Kanunun 25’inci maddesinin 2’nci fıkrası “I” bendine göre “işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi…” iş akdinin sona erdirme yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Ancak somut durumun işveren tarafından hakkaniyet ve objektif iyi niyet kurallarına göre yorumlanması, alınan kararların bu ilke kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Çalışanların uyması gereken kurallar işyerinde ilan edilmeli ve yaptırım aşamaları işveren tarafından belirlenmelidir. Her olay kendi özelinde değerlendirmeye tabi tutulmalı, çalışanın kastı, eğitimlerin ve tedbirlerin yeterliliği araştırma konusu olmalıdır

Çalışanın, maske takmamasının tüm çalışanları, ailelerini ve işyerindeki üretim ve faaliyetleri etkileyebileceği unutulmamalıdır.

İşverenin de alması gereken tüm yükümlülükleri yerine getirmesi, dezenfektan, maske ve sosyal ortamların uygunluğunun sağlanması gerekmektedir.

İşveren çalışanlara gereken eğitimleri vermeli, bilinçlenmesini sağlamalı, ekipmanları almalı, kurallara uyulup uyulmadığını denetlemeli, uygulamada aksaklık olması halinde giderilmesi için çaba göstermelidir. Akabinde işveren tarafından alınabilecek tüm önlemlerin hayata geçirilmesine rağmen çalışan maske kullanmamakta yeterli tedbiri almamakta ısrar ederse yaptırım söz konusu olmalıdır. Aynı zamanda konunun feshe konu olabilmesi için, çalışanın tüm tedbir ve uyarılara rağmen maske takmaması ve bu durum ile birden fazla defa karşılaşılması gerekir, alışkanlık haline gelen bu olumsuzluğun ancak feshe konu edilmesi mümkündür. Bu durumda ise tavsiyemiz fesih yasağı da göz önünde bulundurularak öncelikle pandemi ücretsiz iznin değerlendirmeye tabi tutulması akabinde fesih süreçlerinin değerlendirilmesidir.

Hakkaniyet ve iyi niyet ilkelerini açmak gerekirse; işverenler çalışanlarına karşı adil olmak, hak ve doğruluğa uygun davranmak ve iyi niyetli olmakla yükümlüdür. Bu anlamda çalışanın bilerek ve isteyerek iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye düşürmesi halinde ancak yaşanan olumsuzluk feshe konu edilebilir. Çalışanların fiziksel ihtiyaçlarını gidermek amacıyla maskelerini çıkarması veya fiziksel ortamları nedeniyle temizlik ihtiyacını ertelemesi makul kabul edilebilir ve uyarı dahil yaptırıma tabi olması uygun olmayacaktır. Örneğin su içmek için maskenin çıkarılması, toprakla uğraşan bir çalışanın temizlik ihtiyacını işin sonunda karşılaması olağan süreçlerdir ve haklı nedene konu edilemez.

Aynı zamanda işverenin iyi niyet ilkesine uygun davranabilmesi için, çalışanları uyarması ve akabinde olumsuzluğun tekrar etmesi halinde ikinci bir yaptırım uygulaması yerinde olacaktır. Çalışanların alınan tedbirlere uymaması ve uyarılara rağmen tekrar temizlik ile hijyen kurallarına uymaması ancak iş akdinin derhal sona ermesine konu edilebilecektir. Süreç içinde aksiyon alırken, durumun itiraza konu olma ihtimali ve mahkeme tarafından haksız fesih ve fesih yasağı yaptırımlarının hayata geçirilebileceği unutulmamalıdır.

Ancak bu noktada işverenlerin fesih yasağını ve olası yaptırımlarını göz önünde bulundurması önem arz etmektedir. Şayet bu yönde net bir karara varılamıyorsa pandemi ücretsiz izin seçeneği göz önünde bulundurulmalıdır.

Resul KURT
Dünya
09.10.2020